6 Mayıs 2014 Salı

Ölümden Korkmak

Biliyorum sizler de benim gibi kendinizi bildiniz bileli hep ölümden korkutulmuşsunuzdur. Fakat ölüm kaçınılmaz bir son iken korkmak niye? Şimdi saçmaladığımı düşünüyorsunuz fakat şöyle ki hep ölüm anı, kabir azabı, cehennem diye korkutulduk. Evet korkutulduk hemde çocuklar gibi.


Cehennemde o kadar azap edilmek için çok büyük bir günah işlemem gerekiyor değil mi? Peki başını örtmeyen ve sevap işlemeyenler neden cehenneme giriyor? 'Eğer bu nedenden dolayı sonsuza kadar acı çekeceksem bari daha kötü bir şeyler yapayım' diyen çıkmıyor mu sandınız? peki niçin korkutuluyoruz bu asılsız hayaller yüzünden?

Belki de şu anda cehennemdeyiz!? Belki ölsek cennete gireceğiz? belki filmlerdeki gibi bizleri bu dünyada tutmaya çalışan bir güç var. Hayır şimdi kalkıp bir pencereden kendinizi aşağıya atmayın, ben de yapmayacağım bunu. Fakat tüm iyi insanların avaz avaz bağırdığı bir şeyler var: BARIŞ, ÖZGÜRLÜK, MUTLULUK.

 Hazır bu dünyadayken kadınları ve çocukları dolaylı ve dolaysız yollardan kısıtlamak, öldürmek, savaşlar, nefretler, kin, intikam ve karanlık yerine çok mu zor barış?


Madem ki diyorsun 3 günlük dünya, sonrası ya cehennem ya cennet o zaman niçin uslu durup ölümü beklemiyorsun be akıllı? Bence bu dünyayı zorlaştıran ve hazır zorlaştırmışken daha da etki yaratmak için cehennemden dem vuran tam cehennemlik kimseler bunlar. Tek bir sözüm var umarım sonsuza kadar dünyada yaşarlar öyleleri çünkü kendi yarattıkları cehennemde pişsinler istiyorum. Al işte bir din oluşturdum! kim benimle günde 5 defa barış ve mutluluk resmi çizebilir? Fakat bizde cehennem yok. Sevgiler.

Ak bu da şarkınız:

5 Mayıs 2014 Pazartesi

BB krem maceram

Ne yazık ki maddi durumdan dolayı piyasaya çıkan her üründen neredeyse en son faydalanan kişi ben oluyorum ama yinede kullanmayan arkadaşlara BB krem maceramı anlatacağım. Efendim her yerde bas bas bağırıyorlar BB! BB! diye bir sürü marka bu kremi çıkardı(fark ettiyseniz krem diyorum fondöten değil) Daha önce bir kozmetik mağazasında çalışan biri olarak oradaki BB kremler 20 tl'den daha aşağıya değildi fiyatları bu yüzden A-101 mağazalarında 13 tl'ye sattıklarında ben hiç düşünmeden ilk defa almış bulundum Gargnier'in BB kremini ve buğday tenli olduğum için orta tonunu aldım.


 Memnun değilim diyemeyeceğim bu üründen çünkü kapatmam gereken kusurum yok ancak kapatıyor mu? hayır kapatıcı özelliği çok az sadece yüzümüzdeki renkleri eşitliyor bu yönünü sevdim.Zaten adı üstünde renkli nemlendirici o yüzden çok bir şey beklemeyin bu üründen. Ancak genç ve kusursuz cildi olan kişiler kullansa olur. Ben sadece yüzümü eşitlesin istiyorum. Fakat bir şikayetim olacak o da ben buğday tenliyim beyaz tenli olmadığım için orta tonunu aldım ama yüzüme sürdüğümde resmen melez gibi oluyorum (esmeri de geçtik). Ben açık tonunu alacaksam peki beyaz tenliler ne yapsın? Bu ürünün böyle kısıtlama ve yanıltıcı özelliği var boşu boşuna param da gitti şimdi sen gel de beyaz olanı al :/ o da çok beyaz olursa mecbur karıştıracağım her ikisini.
Deniz isimli vlogger ve sevimli bir insanın denemesi

Bir süre sonra:
Sevgili blog;
Ben bir kozmetik mağazıasına girdim ve bb krem sordum bana 'Magical' markasından var dediler. Testerlarını denedim ve en açık tonunu aldım (fiyat 7 tl) eve geldiğimde denedim bu tam benim tenime göre! İşte asıl şimdi aylar sonra BB kremin mucizesinden faydalanabiliyorum. Fakat yine de beyaz ve pembe tenli bayanlara çok üzülüyorum onlar için biçilmiş kaftan değil bu BB krem olayı, umarım CC veya daha çıkacak olan doğal görünümlü kremlerden fayda sağlayabilirler.

4 Mayıs 2014 Pazar

Sus ve hisset çığlıklarımı

'İnsan doymuş olduğu konularda konuşmaz bu yüzden bazıları sessizdir, bazıları ise aç olduğu halde konuş(a)maz bu da hayal kırıklığıdır' Sözünü bir yerden hatırlıyor musunuz? Hatırlayamazsınız çünkü ben uydurdum.


Bazıları o kadar yaşamıştır ki bazı duyguları, tecrübeleri veya insanları o yüzden lafı geçince yarasına tuz basılıyormuşcasına kaçıp kurtulmak ister, konuyu değiştirir veya sessiz kalır.Daha çok henüz yaşamadığı şeylerden konuşmak ister genellikle basit şeyler çünkü henüz yaşamadıkları vardır. Örneğin 'aaa bak gökkuşağı, Acaba hangi bölümü kazanırım, bisiklet binmeyi öğrendin mi, şu meyveler çıksa da yesek' gibi muhabbetler, daha çok masum, daha çok temiz.

  Peki hayal kırıklığı yaşayanlara ne demeli? hiç sordunuz mu neden bu kadar aç ve aynı zamanda tok gibisin? sormazdınız ama sormanızı ister. O aslında birçok şey ister veya isterdi ama olmadı. Evet çok şey yaşamak istedi. Küçükken Heidi çizgi filmndeki gibi bir manzarada yaşamak istedi, masum ama temiz veya şehirde ama normal evlerde de yaşamak istedi, arkadaşlarıyla doyasıya oynamak istedi veya arkadaşı olsun istedi, sevdiği karşı cinsle güzel bir iletişimi olsun istedi ama korktu ondan değil ama onlardan, resimler çizmek istedi ama boya alacak parası yoktu veya mekanı, ağlamak istedi ama hangi birine bilemedi, gülmek istedi ama kimse inanmadı, sarılmak istedi ama şefkat yoktu, yalnız kalmak istedi ama fırtınalar dinmiyordu, dondurma istedi ama sezonu kapanmıştı, uçmak istedi ama kanadı yoktu. İnan bana bunlar bir hiçti günde milyonlarca şey istedi ama istemekle kaldı. Amalar bitmek tükenmek bilmedi, hayallerinin ortasındaki noktalar uyandırdı durdu, o çok sevdiği yağmurdan kaçar oldu. Öyle bir dipsiz kuyuya düştü ki kımıldanmak bile imkansız gibiydi,  fakat aynı zamanda dünyalar onun olsa yine küsüp köşeye çekilecekti çünkü dili yanmıştı hayal kırıklıklarından.

O yüzden sorma bana neden konuşmuyorsun. Ben deli değilim sen kaçma yeter ki! gel yanımda dur öğren yalnızlığı, ilerde lazım olur.

26 Nisan 2014 Cumartesi

Yapmayın Şöyle Şeyler - Öcü var kaaaaç!

Geçenlerde çocukları korkutmayın başlığı altında bir yazı okudum yazıda 'çocukları korkutursanız ilerki zamanlarda kişisel bozukluklar olabilir'diyordu.'Al işte buradan yak ddim resmen kanayan yarama tuz basmış gibi oldu yazı. Abi sen ne diye çocuğunu korkutursun ki? Sırf sessiz olup yaramazlık yapmaması için ve ev derli toplu durması için mi? çocuğunu azıcıkta olsa seven bilinçli bir insan yapmaz bunu. Şimdi ne oldu? öcülerden eskisi kadar kokmuyorum fakat piskolojim bozuk insanlarla iletişim konusunda. Yanlış anlaşılmamak, dışlanmamak için akla karayı seçiyorum. İçime kapanık soğuk sessiz tedirgin ve güvensizlik taşıyan biriyim hem arkadaşım yok hem sevgilim peki niçim? Öncelikle imkanlardan dolayı ikincisi imkan bile olsa yeni tanıştığım biriyle taa 1-2 ay sonra ısınıyorum sonra gelde kafanı duvarlara vuma. Hatırlıyorum da küçükken öcü öcü dye abilerimin beni korkutmakla geçerdi zamanları ve tabii ki buna katkısı olan annem. Bazen de eve bir misafir gelince abi sana kızacak, abi seni dövücek diyorlardı. Kısaca cahillik, bilinçsizlik içinde büyütüldüm. Madem çocuk doğurup korkutacaksın, ilerde daha büyük sorunlarla karşılaşıp kafasını sıyırmasına büyük katkıda bulunacaksın ve etraf pislenmesin diye tüm bunları yapacaksın ne diye kendine zahmet verirsin? Duygusal açıdan, sosyalleşme açısından büyük zararlar veren ailemi hiç affetmeyeceğim. Ne zaman bir insanla tanışıp kaybetme korkusuna kapılıp güvensizlikle baktığımda aklıma yine aynı konu geliyor ve kendimden daha çok nefret ediyorum, halbuki nefre edilmesi gereken ben değilken. Sevgili ebeveynlere sesleniyorum: madem çocuk doğurdunuz bırakın evi yakıp yıksın, ellerini kirletsin, halılarıkoltuklarıpisletsin, karanlıkta yürüsün başı bir yere çarpsa bile,kapıları açıp kapasın, duvara tırmansın, arkadaşlarıyla kavga etsin, şımarık olsun. Yeterki çocukluğunu yaşasın.Disiplin ve korkutmayı aklınızdan bile geçirmeyin çünkü bir insanın hayatını 3-4 yıl için mahfetmil olacaksınız. Zaten ilerde tüm insanlar gibi hayatla ve ekmek parası çıkartmakla uğraşacaktır. Kısaca yapmayın şöyle şeyler :)

22 Nisan 2014 Salı

Gözleri Daha Büyük Göstermek

Sevgili okurlar;
Bu yazımda kafama takmış olduğum kocaman gözler nasıl elde edilir onu anlatacağım. Şimdi efendim şu hatunu gördüm göreli meraktan çatlayasım var ve biliyorum ki kendi gözleri o kadar büyük olamaz.

Kardashian ailesinin tüm üyeleri zaten güzeller fakat en çıtır olanı kylie jenner'in yaptığı göz makyajı çok hoşuma kaçıyor(her ne kadar ağır bir makyaj olsa da)

Belki bazıları için büyük gözler itici gelebilir ama harika değiller mi?

Neyse efendim MALZEMELER: (lol)
Eyeliner
Rimel
Beyaz değilde fil dişi rengi kalem (yoksa yapay durur)
Siyah kalem
Göz farı
Büyük boy lens
Takma kirpik

YAPILIŞ:
Şimdi efendim az çok malzemelerden nasıl bir göz makyajı çıkacağı bazıları için aşikar olmuştur fakat anlamayanlar için anlatıyorum. Öncelikle büyük göz isteyen bir hatun kişi bilmeli ki makyaj ne kadar beyaz olsa o kadar gözü büyük gösterir, bu yüzden açık tonlardaki göz farını göz kapağının üzerine sürüyoruz ardından yine kaş altına sürüyoruz. Sonra göz çukuru var ya, hah! göz çukurunun üstünde koyu renkli bir farla yapay göz çukuru yapıyoruz ki gözler olduğundan büyük gözüksün, azıcıkta açık renkten göz pınarına değdiriyoruz. Sonra cıma :)) kalın olmayacak şekilde eyeliner çekiyoruz (ne kadar kuyruklu o kadar iyi) hatta bazen alttan da kuyruk yapabilirsiniz ama önermem çünkü günlük kullanım için çok ağır kaçar.. Size önerim onun yerine alt kirpiklerinizin altına siyah kalem çekin sonra kulak pamuğuyla dağıtın buğulu ve doğal bir şekilde gözleriniz çekici olacaktır(sakın ola ki gözünüzün içine siyah kalem sürmeyin çünkü küçük gösterir gözü) bunun yerine fil dişi rengi kalemi gözlerinizin içine sürün. Kirpiklerinizi kıvırcıktan sonra rimel sürün (kirpik kıvırıcıyı saç kurutma makinesiyle ısıtın böylece daha kalıcı olacak kirpikleriniz).  Tüm bunlar bittiyse takma kirpik takabilirsiniz, eğer çok uzunsa istediğiniz kadar kısaltırsınız.Kendi göz renginiz olan büyük boy lensi de taktıysanız kocaman ve bakılası gözlere sahip oldunuz demektir.

Eğer ben görsel olarak görmek istiyorum diyorsanız size şu videoyu öneriyorum:
Yine de sevgili okurlar bilmelisiniz ki bir insan sadece gözden değil bir bütünden ibarettir. Gözümüz bu kadar yapay ve diğer bir organımız daha yapay olsa yürüyen felaket olacağımızı unutmayalım. Siz hafif makyajla da güzelsiniz hoşçakalın ;)

2 Nisan 2014 Çarşamba

Saç Boyama Maceram

    19 yaşıma kadar hiç saçımı boyatmamıştım (tabi bazen annemin arta kalan saç boyasını saçımın bir taraflarına sürme çabam dışında. Özellikle de kahküllerime :D hay allahım! o zamanlar yaş 11-12 o yüzden böyle).

abarttım mı ne :)


Neyse efendim gel zaman git zaman ben şuna karar verdim 'hayatımda saçlarım beyazlayana kadar asla ama asla saç boyamak yok! suyumu çıkmış canım saçlarımın.Ben böyle de taş çıkartırım herkeslere' :P tabi bunda abimin aklımı çelmesinin büyük bir katkısı var.
'Hangi renge boyasam yakışır' bakışı atma bana!

Neyse efendim yaş oldu 19 (hala 19) Bende bir kaşımı gözümü ön plana çıkarma merakı başladı ki sormayın. Gittim Garnier'in çikolata kahvesini saçıma sürdüm alelacele (acele dedim çünkü bir şeyi kafama koyunca illa o saat, o gün, olmadıysa ertesi gün sabahtan yaparım, meraklı hatunumdur) neyse efendim boyadım, yıkadım, kuruttum sonuç? hiçbirşey değişmedi zaten saçlarımla aynı renge boyamışım :/ İşte ilk denemem böyleydi tecrübesizdim naparsın :)
sen ne güzelsin ya megan :(olmuyo şöyle ama.

O zaman saçlarım kısa olduğu için 1 kutuyu 2 kere kullandım 1-2 ay arayla. yine aynı sonuç, yine aynı ben, yine aynı saç :)
evet yarım kutu yeter


Aylar sonra 1-2 ay gibi yine bir yenilik ve yine aynı sebepten dolayı saç boyama isteği doğdu içime. Gidip aynı marketten, aynı markadan, bu sefer daha açık renkte kahverengi boya aldım. -Öncelikle niye başka markadan daha çeşitli renkler yerine özellikle Garnier'den aldığımı anlatayım: çünkü o markette Garnieri 4-5 tl civarı satıyorlardı hem de doğal ve saça da az zarar vermeyen bir marka olduğu için.- .Neyse efendim ben aldım ışıltılı mı parıltılı mı (ismini tam hatırlamıyorum) kahveyi.
garnier ne kızıl bişeysin sen öyle :/

Ama bende bir üşengeçlik, bir tembellik, bir hayattan bezmişlik oluştu ki sormayın! ve denemedim bu boyayı 1 aya kadar (arada unutmuşum). Sonra odamda sürekli 'gel aç beni, karıştır beni, sür beni' diye gözüme çarpıp, kulağıma şeytan gibi fısıldayan bu boya eninde sonunda saçımda yer etmeye hak kazandı :) bu boyayı saçımda denedim(saçımı çok az duruladım ve şampuanlamadım sonrasında çok kaşıntı yaptı aman ha! iyice durulayın kimyasaldır. Ben boya silinmesin diye böyle saçmaladım) ve gözle görülür bir değişim vardı rengi daha bir açık ve daha bir kızıllık vardı içinde (zaten tüm kahvelerin içinde illa bir kızıllık vardı, bunu nasıl fark ettim ona da geleceğim)

 ama yine de o kafamda kurduğum veya İnternette resimlerini bolca gördüğüm güzel mi güzel kahveyi elde edememiştim. Çünkü yeterince açık değildi. Ardından olaylar gelişti ve 1-1,5 ay kadar saçımı boşverdim sonra yine başladım bir yenilenmeye. Araştırdım 'daha açık renk nasıl olabilir' diye. Ve oksidanının numarasını yükseltmem gerektiğini öğrendim. Mesela %3 ve %6 oksidan koyulaştırır %9 ve %12 rengini açar boyanın.
işte hayal ettiğim ve uğruna yanıp bittiğim saç.
daha koyu da olabilir yeter ki böyle olsun!

bende aynı boyayı aldım çünkü o markadaki kahverengilerin en son numarasıydı daha açık kahve yoktu ama onun bir açığı kızıl oluyordu tabii ki de 'kızılla işim olmaz' dedim aynı rengi aldım bir de ayrıyetten %9'luk oksidan aldım 1.5 tl'ye. koşa koşa, güle oynaya eve gittim çünkü artık kaç denememden sonra o hayal ettiğim tatlı kahve'ye ulaşacaktım! neyse efendim saat olmuş 5 civarı ve ben saçımı istediğim karışımda boyadım 30 dk bekledim (yanmasından korkuyorum yoksa daha uzun bekletirdim de neyse) ve iyicene duruladım su berraklaşıncaya kadar, sonra şampuanladım, sonra kremledim(tabi bir önceki başarısız saç durulamamdan sonra iyice temizledim boyayı kaşıntı-manşıntı olmadın diye) ve kuruttum saçımı. Tüm bu işlemler olurken saat olmuş 6 civarı ve akşam olmuş. Ne bir güneş ışığı, ne bir aydınlık :( 'ben niye güle oynaya eve gelmişsem artık!' dedim içimden. 'Artık yarına bakarız rengine! dedim. Ama akşam sürekli ayna elimden düşmüyor, saçımı şekillendiriyor ve bol bol resim çekiyordum. Floresan lambanın altında o kadar tatlı ve mükemmeldi ki rengi! sabahki gerçek rengini merak ediyordum ve sabah olunca aslında geç uyanırım ama bilinç altımda kalmış olsa gerek bu meraklılığım hemen koştum aynaya sonuç karşısında hüsran oldum!!! :( çünkü oksidan'ın sağladığı açma işlemi bu rengin kızıllığını ortaya çıkarmış ve resmen kızıl kafa oldum :/ ahanda böyle bir renk:
kızıl-kahve diyorlar bu renge

Yaklaşık 4-5 gündür kızıl kafayım. Sanki hint kınasıyla boyamışım gibi bir görüntü var. kahvenin içinden fışkıran kızıllar ve bir de maalesef ki diplerim çok açık ama saç uçlarım çikolata kahve tonunda :/ (herkes çok beğendi, annem bile! ama herhalde kafamdaki olsun istiyorum) Şu an o kadar istiyorum ki boyamak ve bu kabustan kurtulmak ama saçlarıma zarar vermek istemiyorum 1 ay beklesin kim bilir belki de dayanamayıp yarın, belki öbür gün boyarım ama şimdilik böyle :/ Bu arada bugün internetten öğrendiğime göre beyaz sabunla saçımızı yıkarsak renk daha çabuk silinip gider ve bende denedim ama denemez olsaydım ya! resmen saçlarım keçe gibi oldu çok yıpratıyor çok, hatta boyadan daha fazla bence(en iyi çare zaman sanırım).


keçe gibi oldu saçlarım sabun sayesinde.

Hayal kırıklığına uğradığım ilk 2-3 gün bu boyama işini internetten derinlemesine öğrenme çabası gösterdim, az çok bir şeyler öğrendim (en azından istediğim rengi nasıl elde ederim onu anladım). Araştırdığım ilk gün 5-6 saat pc'den ayrılmaksızın aralıksız araştırdım ve en son hatırladığım kadarıyla artık 'ben kimim, neredeyim, ne yapıyorum' moduna girmiştim çünkü acayip yorulmuştu hem gözlerim, hem zihnim, bir de uykum vardı. Ertesi gün yine bir 4-5 saat araştırdım en sonunda artık hangi renkle hangi rengi ne miktar karıştırsam o kafamdaki rengi yakalarım onu anladım (belki yine hüsranla sonuçlanacak) 3. gün dayanamayıp hazırlandım ve boyaları almaya çıktım: küllü kahve rengi syoss, karamel rengi vital. Ve bu 2 boya bana 18.5 tl'ye mal oldu. hadi vital 4.5 tl idi ve tüp halinde aldım ama syoss'u kasaya götürdüm kadın bana demez mi 13.90 tl! resmen 13.90'mı diye bağırdım :O :)  'ne var ki bunda' dediğinizi duyar gibiyim fakat ben daha önce kozmetikçide çalıştım syoss'u 9-10 tl'ye satardık ondan şeettim :). Bu yazımın ismi 'saç boyama maceram' olduğu için eğer saçımı yine boyarsam sonuçtan memnun kalır veya hüsrana uğrarsam yine gelir buraya eklerim artık :) ama bu sefer de olmazsa alırım çikolata kahveyi dönerim kendi doğal rengime :D yetti bea! olurum artık. Belki bundan sonraki yaşamımda ne zaman saçımı boyasam yine gelir buraya yazarım :D artık bu blog bildiğiniz kitlenir ondan şüphe yok.Birdahakine görüşmek dileğiyle



Evet genşler; sonuçları yazmak için edit yaptım :) Şu üstteki 3 hatun kişinin saç renkleri var ya! hah işte onlar benim kafamda :) ortadaki biraz kızıla mı kaçmış ne? fakat güneşte ortadaki gibi duruyor o yüzden gösterdim size. İstediğim ve hayal ettiğim rengi yakaladım mı? HAYIR. fakat memnun muyum? TABİİ Kİ. hatta artık o hayalimdeki saçı filan hiç istemiyorum. Abi var mı böyle güzellik. Ne siyah gibi sıradan ve sert gösteriyor ne de diğer renkler gibi tenimi soluk gösteriyor (gerçi en fazla yukarda anlattığım açık rengi elde ettim, pek bir yol katetmedim) Bence ben uzun yıllar hatta ömür boyu şu renkten vazgeçmeyeyim :)Hem bi kere göz renginle uyumlu oldu, şöyle de bir planım var: hani ben gara gaşlıyım ya bu rengi boyadıktan sonra kaşlarım emanetlik gibi duruyor iyisi mi
şu solda gördüğünüz hatun kişi gibi arka saçımın al tarafını siyaha boyatmak böylece saç rengim kaşımla gözümle uyum içinde olup mutlu mesut yaşayacağuk :) haha. Okuduğunuz için ve bu denli sabırlı-meraklı-tatlı olduğunuz için çok müteşekkirim efendim. Yine bir şey olursa gelir eklerim <3

23 Mart 2014 Pazar

Arap Kızı Kremi Nedir, Ne Değildir

Amacınız beyazlamak ise derhal vazgeçin bu ürünü kullanma isteğinden! çünkü benimde amacım beyazlamaktı ama hayal kırıklığına uğradım. Tepetaklak anlatmak yerine en baştan anlatayım efendim.


Şimdi benim bir beyazlama arzum vardır, zaten esmerde değilim ama beyazda değilim :) neyse son zamanlarda denediğim şeyler oldu ama en son Arap kızı kremini alıp denedim. Taa 3 ay veya 4 ay önce böyle bir şeyden haberdar oldum. Az biraz eczanelerden istedim ama yoktu sonra olaylar gelişti yolculuğa gittim, yeğenim doğdu (bu konuyu anlatmadım henüz), bir işe başladım derken unutup gitmişim.


Bir gün dışarıda aktarların çoğunlukla olduğu bir sokaktayken aklıma geldi sorayım dedim. soruş o soruş hemen alıverdim pembe renkli olanından fiyatı 2.5 tl idi. eve gidip kutudan çıkardım ürün gözüme çok küçük geldi hemen biter dedim vazelin gibi bir duruşu var ama daha da kıvamlı. denedim ve anladım ki bu çok sıkıştırılmış bir ürün minik bir dokunuş bile tüm yüze yetiyor.


 Neyse denedim kokusu bir hoştu , çok yağlıydı. ilk bakışta çok beyazladım bildiğiniz pudra sürmüş gibi. Ancaaak... saatler sonra ve ertesi gün aynaya bakınca kararmış ve cildim yağlanmıştı baya bir. ters piskolojimi acaba dedim, ısrarla 4-5 defa daha denedim ama aynı. bu ürün ilk bakışta beyazlatıyor ama sonradan kara kara dolaşıyorsunuz.

 Güneşe filan da çıkmadım. Sivilceler için de iyi geldiğini bilemicem ama tek bildiğim çok yağlıydı ve sivilce oluşmaya yatkın cildime hiç iyi gelmedi. Bırakıverdim kullanmayı. Beyazlamak aşkıyla yanıp tutuşanlara söylüyorum inanmayın beyazlamayacaksınız bunun yerine pudra sürün. Zaten amacı da o bu ürünün, ama insanlar yanlış anlamış :) neyse ki fiyatı da çok fazla değildi. İyi günler dilerim

10 Ocak 2014 Cuma

Pirinç suyu ile Cilt beyazlatma

Sevgili okurlar;
Bugünlük konumuz pirinç suyu ile beyazlamak. Bana hiçbir zaman bronz ten cazip gelmemiş ve son zamanlarda beyaz ve kusursuz bir cilde takmış birisi olarak bu toniği duyar duymaz hemen işe koyuldum. Suda 10-15 dakika bekletilen suyu fıs fıs şişeye koydum yüzüme banyoda sürdüm ve hala yüzümde duruyor sonra da şişeyi buzdolabına koydum.

MALZEMELER:

  • Pirinç
  • su
  • fıs fıs şişe
  • kaşık

(Evet malzemeler bu kadar basit)

KULLANIM:
suda bekletilmiş pirinci (sanırım 3-4 saat beklemesi çok daha mantıklı ama ben öyle yapmadım) kaşıkla iyice karıştırıyoruz pirinci sudan ayırıp şişeye koyuyoruz ardından yüzümüze yediriyoruz ve yüzümüzde öylece kurumasını sağlıyoruz sonra istediğiniz zaman yıkayın. arta kalmış pirinç suyunu buzdolabında bekletiyoruz 2-3 gün içinde kullanılması önerilir.

Bu kadarcıktı. benim ilk denememdi bugün. Pirinç suyu hakkında yazılan yazılarda genelde sıkılaşması,beyazlaşması, güneşe karşı koruması, kırışıklara iyi gelmesi söyleniyor.Ben sadece beyazlık için kullanıyorum. O kadar kolay ve zahmetsiz bir şey ki! Üşengeç birisi olan ben için bile çok kolay geldi. Daha önce beyazlamak için domates ve un karışımını uyguluyordum ama sonra üşengeçliğimden ve etki görememekten dolayı kullanmadım açık esmer tenimle barışık kaldım bu yeni tarifi görene kadar :) Tabi yinede benim gibi beklentilerinizi az tutun ve hemen mucizevi bir şey olmasını beklemeyin, en az 1 hafta kadar etkili olmayacağına hazır olmalısınız. Ve ben 10-15 dakikalık suda bekletmemle bu tonikten nasıl bir sonuç çıkar bilemiyorum ama sonuçları kesin bu yazıda sizlerle paylaşacağım. Tek yapmanız gereken takipte kalmak :) Hepiniz seviliyorsunuz.
-Hoşça kalın^_^

EDİT: Şişede kaldıkça pirinç suyunda grileşme oldu. pirincin suyu ne de olsa deyip 1'den fazla yüzüme sürdüm bugün. Bence böyle daha kolay sonuç elde edilir.Devamı sonra....

Benim beyaz tenim var sizin yok, bak sarı çiçeklerle de poz veriyorum çünkü hiçte sırıtmıyor Hıııh!
Lalalala lalala lalala.....

Oyşşşşş şu fıstığa bakın ya! ister makyaj diyin ister shop bu harika ya <3

Kim kara fadik tarafını sever ki senin :/

9 Ocak 2014 Perşembe

Kuru,Kabarık ve elektriklenen saçlar

            Her saç tipinin illa bir sorunu vardır. Kimisi kabarır kimisi uzamaz kimisi kıvırcıktır kimisi yağlı diye gider ve bu yazı hiç bitmez. Saçlarınız eğer başlıktaki gibi kuru,kabarık ve elektrikleniyorsa ki genelde aynı insanda her üçü görülmesi büyük olasılık o zaman doğru adrestesiniz çünkü birazdan sizlere önerilerde bulunacağım ve olumsuzlukları tecrübelerimle en aza indirmenin yollarını anlatacağım. Ben burada yazıyı bitiriyorum sizi videomla başbaşa bırakıyorum. 

                               Kuru,Kabarık ve elektriklenen saçlar için öneriler 

^_^

5 Ocak 2014 Pazar

Hala oluyorum (Tekrar)

  Ne güzel bekleyiştir bu ne tatlı hayallerdir.

 Gerçekleşeceğini bildiğin güzel bir şeyi beklemek

 ne harika bir duygudur onu beklediğim gibi. 

O minicik narin elleri hissetmek pembe yüzünü 

doyasıya öpmek ve bağırışlarını duyabilmek 

için sabırsızlanıyorum yeğenimin. 2. kez hala

 olmak güzel elbette ama ilk kez hissedebilmek 

tarif edilemez olsa gerek. ilk göz ağrımız için 

çok heyecanlanmıştım ama ... ama işte göremedim.

 Tamam az kaldı 1-2 ay sonra o da olmadı 

4-5 ay sonra diye diye uzaktan 

pıtı pıtı yürüyüşlerini hasretle izledim.

 Gözyaşlarım sel olup aktı birçok kez 

onun yanında değilim onu hissedemiyorum diye.

 Sanki oyuncağı elinden alınmış bir çocuk

 gibi oldum ve hala 2. kez hala olacağıma

 rağmen hala ama hala ilk göz ağrım için 

çok içerleniyorum bunları yazarken boğazım

 düğümlendi. Benim hiç küçük bir kardeşim 

olmadı ya da benden 1-2 yaş büyük biri. 

en az 6 yaş fark var aramızda ağabeyimle 

ve bu 13 yaşa kadar devam ediyor en büyük

ağabeyimi sayarsak. Demek istediğim yalnız

 büyüdüm sanki tek çocuktum benimle 

oynayan biri olmadı hiç benimle eğlenen 

ben sadece ailenin en küçüğü olarak yalnızlığımı 

yaşıyordum ve anneme birçok kez bir tane 

daha çocuk yapsana diye ısrar etmişliklerim

 hala dün gibi. Uzun lafın kısası 1. bücür oldu 

ve ben öldüm hasretimden onun için inanılmaz

 heyecanlanmıştım ama sonuç ortada 

1. dakika bile yakından göremedim. 

fakat 2. bücür için heyecanlanmadım 

çünkü galiba hevesim kırıldı ama umarım 

tersi çıkar ve hiç olmadığım kadar 

heyecanlanırım onu her gördüğümde.

 Başa dönecek olursak az da olsa heyecanlıyım

 çünkü sanırsam doğumda ben de yer

 alacağım ve onun ilk saniyelerini göreceğim. 

Uzun lafın kısası yeğenim: Seni bekleyen ve

 seni sayılı günler sonra sevecek olan 

bir halan var burada. Hoşgelirsin dünyama,

 umarım çok renklendirirsin minnoşum.



                                 Yeğenime almış olduğum hediye bu videonun sonunda

1 Ocak 2014 Çarşamba

Kararlarım ve Yılbaşı

Son günlerde almış olduğum bir kararı duyurmaya karar verdim. Bundan sonra bu bloğu 2 amaçla kullanacağım:


  1. Canım istediğinde blogla ilgileneceğim yeni bir şeyler paylaşacağım elbette.
  2. Bu blog'u bir nevi Youtube kanalımın yardımcısı ilan ediyorum.
1. gayet açık, 2.'yi açıklamam gerekirse şöyle ki; bazı kişiler Youtube kanalını sadece blogtaki yazıları kolaylaştırmak için kullanıyor ama ben tam tersine Youtube'da 15-20 dakika bıdı bıdı yapmak yerine bloğumu araya sokup videoları kısa tutacağım ki videolarımı sıkıntıdan kapatmasınlar, videolarım az ve öz olsun istiyorum en fazla 10 dakika yani.


Bir diğer Söylemem gereken bir konu var o da şu ki benim bu aynı isimle 2. bloğum oluyor çünkü dün diğerini kurcalarken birden bozuldu ve artık açılmadı bende son 2 yıldır yazmış olduğum konulara veda etmek zorunda kaldım. :(

son olarak yılbaşı hakkında konuşacağım. Ben yılbaşını BANYO'da geçirdim :D anlaşıldı artık tüm yıl boyunca banyoda olacağım. Yani demem o ki ilginç bir şey olmadı umarım ki seneye güzel anları resimleyip videoya çekip ve sonra da bloğuma döküp sizlere sunarım çünkü mutluluk paylaşınca çoğalır <3 Yılbaşına 40 dakikadır girmiş bulunuyoruz tekrardan tüm iyi dileklerim sizinle.. Hoşçakalın

                                          İSTANBUL'da Yılbaşı 2014


Bütün kızlar toplandık Kanalıma bir göz atmayı unutmayın ;)



Free Blog Templates