O beni seviyor mu bilmem ama acayip seviyorum adamı. Zaten hep böyle çirkin, boğazına balgam takılmış, ufacık tefecik insanları seviyor değilim ama bunları sevmek için bu nedenler yeterli. Yeterli çünkü aşırı güzel/yakışıklı, tatlı sesli, boylu poslu birinin nesini seveyim? Ya da niye seveyim? Adamda/kadında zaten yok yok bir de ben severek poposunu kaldırdatap katkıda mı bulunayım ne yapayım?! Düşüncesindeyim tabi bu tarif biraz tuhaf oldu ama hissettiklerini insan tam olarak dökemiyor yazılara.
Efendim benim bu adamı çok sevmemin nedeni bir kere gamsız ve sivri dilli, kodummu koyar :) triplerinde. Acımasız bir adam, kafası fesatlara çalışır her ne kadar itiraz etse de, karanlık bir adam yani hep bardağın boşunu görüyor, kendisini de çok fazla sevmeyen biri.. Bu uzar gider.. Peki mal mıyım? Neden seviyorum bu özellikleri?
Bu adam mesleğinde olduğu gibi kişiliğinde de çok yönlü birisi, bu adam aynı zamanda şefkat dolu, aynı zamanda duygusal, bu adam saygılı ve dürüst, bu adam korkusuz yani cesur, kendini üstün görmemesinden olsa gerek takıldığı tipler mükemmel değil sıradan veya çok sıradanlar ama okan onlara değer veriyor bu da onun demokratik olduğunu gösteriyor, kadınlara verdiği değeri de unutmamak lazım (her ne kadar ben değer veriyorum edalarındaki insanlara güvenmek zor olsa da) ben inanmakta hiç zorlanmadım çünkü çok düşünüp ve hissetmeyen bir insan bu kadar güzel anlatamaz ve tanıyamaz kadınları, bu adam yakışıklı olmadığı kadar karizmatik! Sesinden midir? Bakışı mı? Haylaz mimikleri mi?, peki bu adamı neyle tanıdık? E sunduğu komedi programlarıyla her ne kadar gülmekten çok ilginç şeyler öğrenmeye ve onun bakışla görüşüyle de medya arkasını veya olayları diüşünmek için takip etsem de komik ve tiz bir beyne sahip olduğunu herkes biliyor.. Aslında bu kadar şeyi söyledim ama hepsi birbirleriyle çok bağlantılı şimdi bir de alçakgönüllü diyeceğim ama gerek kalmadı söylemeye.
Bu sevgiyi özellikle okana karşı beslememin sebebi sadece okan değil, kendi duygularım. Yani bir filmi, şeyi, insanı, ele alayım.. Acayip soğuk, sert ve itici herhangi bir şey sonra gizlice veya dayanamayarak yumuşayınca, ve böyle kişiliğe/özelliğe sahip olduğunu görünce mesela filmde diyelim ben başlıyorum hüngür hüngür ağlamaya (ota boka ağlamam) ee haliyle okan bunun canlı örneği. Demek ki ben bu kişiliği seviyormuşum.
Neden işlerimin arasında kalkıp Okanı anlatıyorum? Son günlerde Youtube'dan hep izliyorum videolarını (medya arkası, konuklarla komik diyalogları) e bugün kendimi röportajında falan buldum Hülya avşar ile (o da ayrı bir kişilik, aynen dobra dobra ama duygusal yanı pek yok ama o da düzgün bir insan olduğundan aksini gösteriyor), e haliyle özel hayattaki düşüncelerini de çok sevdim, öğretmen olsa ondan çok şey öğrenirdim.. Mesela ne dedi bir videoda? "Sanatçılar kendileriyle hep kavga ederler" sanatçı dediği işte duygu yüklü, ve bu duyguları müziğe veya resime yansıtanlar. Benim de psikoloğum bunu demişti! Şiddetle inanıyorum bu lafa, bir sanat ortaya çıkarırken kendimizi çok hırpalıyor veya kendimizi hırpalarken sanat ortaya çıkıyor (ayrılmaz ikili)
Not: ben bugün tekrar emin oldum psikolog olmak isteyeceğime (psikyatristin de paraları ceplere zarar)
Eğer bu yazımı okana dokunmuş, hissetmiş, yakından görmüş biri okuyorsa o şans bana da gelsin diyorum, eğer kendisi de denk gelmişse artık hayatım anlam kazanır demektir,
Efendim benim bu adamı çok sevmemin nedeni bir kere gamsız ve sivri dilli, kodummu koyar :) triplerinde. Acımasız bir adam, kafası fesatlara çalışır her ne kadar itiraz etse de, karanlık bir adam yani hep bardağın boşunu görüyor, kendisini de çok fazla sevmeyen biri.. Bu uzar gider.. Peki mal mıyım? Neden seviyorum bu özellikleri?
Bu adam mesleğinde olduğu gibi kişiliğinde de çok yönlü birisi, bu adam aynı zamanda şefkat dolu, aynı zamanda duygusal, bu adam saygılı ve dürüst, bu adam korkusuz yani cesur, kendini üstün görmemesinden olsa gerek takıldığı tipler mükemmel değil sıradan veya çok sıradanlar ama okan onlara değer veriyor bu da onun demokratik olduğunu gösteriyor, kadınlara verdiği değeri de unutmamak lazım (her ne kadar ben değer veriyorum edalarındaki insanlara güvenmek zor olsa da) ben inanmakta hiç zorlanmadım çünkü çok düşünüp ve hissetmeyen bir insan bu kadar güzel anlatamaz ve tanıyamaz kadınları, bu adam yakışıklı olmadığı kadar karizmatik! Sesinden midir? Bakışı mı? Haylaz mimikleri mi?, peki bu adamı neyle tanıdık? E sunduğu komedi programlarıyla her ne kadar gülmekten çok ilginç şeyler öğrenmeye ve onun bakışla görüşüyle de medya arkasını veya olayları diüşünmek için takip etsem de komik ve tiz bir beyne sahip olduğunu herkes biliyor.. Aslında bu kadar şeyi söyledim ama hepsi birbirleriyle çok bağlantılı şimdi bir de alçakgönüllü diyeceğim ama gerek kalmadı söylemeye.
Bu sevgiyi özellikle okana karşı beslememin sebebi sadece okan değil, kendi duygularım. Yani bir filmi, şeyi, insanı, ele alayım.. Acayip soğuk, sert ve itici herhangi bir şey sonra gizlice veya dayanamayarak yumuşayınca, ve böyle kişiliğe/özelliğe sahip olduğunu görünce mesela filmde diyelim ben başlıyorum hüngür hüngür ağlamaya (ota boka ağlamam) ee haliyle okan bunun canlı örneği. Demek ki ben bu kişiliği seviyormuşum.
Neden işlerimin arasında kalkıp Okanı anlatıyorum? Son günlerde Youtube'dan hep izliyorum videolarını (medya arkası, konuklarla komik diyalogları) e bugün kendimi röportajında falan buldum Hülya avşar ile (o da ayrı bir kişilik, aynen dobra dobra ama duygusal yanı pek yok ama o da düzgün bir insan olduğundan aksini gösteriyor), e haliyle özel hayattaki düşüncelerini de çok sevdim, öğretmen olsa ondan çok şey öğrenirdim.. Mesela ne dedi bir videoda? "Sanatçılar kendileriyle hep kavga ederler" sanatçı dediği işte duygu yüklü, ve bu duyguları müziğe veya resime yansıtanlar. Benim de psikoloğum bunu demişti! Şiddetle inanıyorum bu lafa, bir sanat ortaya çıkarırken kendimizi çok hırpalıyor veya kendimizi hırpalarken sanat ortaya çıkıyor (ayrılmaz ikili)
Not: ben bugün tekrar emin oldum psikolog olmak isteyeceğime (psikyatristin de paraları ceplere zarar)
Eğer bu yazımı okana dokunmuş, hissetmiş, yakından görmüş biri okuyorsa o şans bana da gelsin diyorum, eğer kendisi de denk gelmişse artık hayatım anlam kazanır demektir,