4 Eylül 2015 Cuma

Benim adim AYLAN KURDI

benim adım aylan.

2 yaşındaydım henüz, aslında şu kısacık ömrümü yıllarla değil günlerle ifade etmeliyim, 720 gün…

720 gün önce doğdum, sebebini bilmediğim, hiçbir zaman bilemeyeceğim ve bilmek istemediğim bir savaşın ortasında.

cansız bedenim bodrum sahiline vurduğunda, sanki masum masum uyuyormuşçasına uzandığım bodrum sahillerinde gördünüz beni.

hani ayaklarımdaki küçücük pabuçlarımın bile durduğu o görüntüde.

hani o geceliğine 500 lira verip çocuklarınıza bol bol animasyonlu, eğlenceli günleri yaşattığınız 5 yıldızlı otellerin olduğu bodrum.

ben hiç kumsallarda oynayamadım biliyor musunuz? kumdan kaleler yapamadım, annem pipimi açıp denize sokamadı beni, ayaklarımdaki kumu yıkayamadı.

yaşıtlarım elinde dondurma ile cici cici mama sandalyelerinin üzerinde şımarıklık yapıyormuş annesine babasına o otellerde.

ben hiç dondurma yiyemedim biliyor musunuz, hiç şımarıklık yapamadım anneme babama.

bazılarınız bana “bebek” derken bazılarınız “çocuk” diyor, ben de bilmiyorum aslında ne olduğumu, ama ne olmadığımı çok iyi biliyorum. ikisi de değilim. çünkü benim kısacık 720 günlük hayatım korku, acı, açlık, gözyaşı ve büyüklerimin ölüm dediği şeyle geçti.

sahi nedir ölüm biliyor musunuz? ben bilmiyorum, herhalde ciğerlerime ege denizinin bol tuzlu suyu dolarken hissettiğim yanma hissidir ölüm.

dün oyun oynadığım arkadaşım; bugün evinin altında kaldığında diyorlardı “öldü” diye ama ben anlamıyordum.
nasıl anlayayım ki, ben daha 720 günlüğüm.

yaşıtlarımın popoları pişik yapmasın diye en pahalı bezlerle bezlenirken, çeşit çeşit pahalı kremler sürülürken popolarına, benim pişik olacak kadar hiç karnım doymadı ki…

annem hiç sallayamadı beni parkta salıncakta.

parkımız olmadı ki hiç, hepsi bomba dedikleri şeyle yıkılmıştı.

sizin anneniz size bir şeyin arkasına geçip “cööö” yaparmış sizi güldürmek için, benim annem üstümüzde uçan ve çok gürültü çıkaran uçak dedikleri şey geçtiği anda yatağımızın altına sokuyordu beni.

yatak dediysem öyle allı pullu bişey değil, iki demir parçası bir kumaş parçası.

hiç yumuşak yatağım olmadı benim biliyor musunuz, yatağım bile olmadı.

hani etrafı güzel güzel oyuncaklarla dolu beşikler var ya.

bebek telsizi olmadı yanımda, gazım olduğu için ağladığımda annemin koşarak yanıma gelmesini sağlayacak.

doğum günü partisi de yapılmadı bana hiç, sahi ben ne zaman doğmuştum ki?

doğduğum odanın kapısına “hoş geldin bebek” yazılmamıştı. doğduğum için annemi babamı ziyarete gelenlere çikolata dağıtılamamıştı.

sünnetim de olmayacak artık, “işte şimdi gerçek erkek oldun” diyemeyecekler bana.

cici cici kıyafetlerle gezdiremeyecekler beni.

elini öptüğüm büyüklerimden harçlık alamayacağım.

benim adım aylan.

720 günlük ömrüme neler sığdı bir bilseniz.

büyüklerimin umuda yolculuk dediği bir bot üzerinde sona erdi hayatım.

ömrüm çok kısa belki ama yaşadıklarım size bile ağır gelecek kadar büyük.

hani siz çocuklarınıza sorarsınız ya, “beni ne kadar seviyorsun” diye, cevap olarak da eller açılarak “bu kadaaaaar” denir.

işte ondan daha çok benim yaşadıklarım.

siz bakmayın öyle mışıl mışıl uyuyor gibi yüzükoyun yattığıma bodrum sahillerinde.

öldüm ben öldüm.

annem babam tutamadı ellerimden ciğerlerime su dolarken.

yapayalnız öldüm, çırpınarak.

kolumda kolluk, belimde simit yoktu ölürken.

simsiyah bir su içinde bitti kısacık ömrüm.

sizi bilmem ama ben şimdi cennetteyim.

hem burda ne kadar da çok arkadaşım varmış…

hepsi de doğduğum yerden, hepsi de aynı durumdaymış.

yarın birgün gelirseniz yanıma, görüşürüz belki cennette.

kumdan kaleleri burda yaparız, dondurmayı burda damlatırız üstümüze birlikte.

hem burda istediğin herşey varmış, “ölüm” ise yokmuş…

benim adım aylan.

0 yorum:

Yorum Gönder



Free Blog Templates